31 Aralık 2013 Salı

Vitrifikasyon İle Embryo Dondurulması





Tüp bebek uygulamalarında embryo transferi yapıldıktan sonra geride kalan kullanılmamış kaliteli embryolar ailenin de izni alındıktan sonra ileriki uygulamalarda kullanılmak üzere dondurularak saklanır.
-196 DERECEDE SIVI AZOT TANKLARINDA SAKLANAN EMBRYOLAR YENİ DONDURMA METODU VİTRİFİKASYON İLE HIZLI ŞEKİLDE DONDURULARAK SAKLANMAKTADIR. BU YÖNTEM İLE DONDURULAN EMBRYOLAR ÇOK SAĞLIKLI ŞEKİLDE ÇÖZÜNÜP İYİ GEBELİK ORANLARI SAĞLAMAKTADIR.
Bazen tüp bebek programına girmiş ve folikül gelişimi için yumurtalık uyarıcı ilaçlar kullanan hastalarda yumurtalıkların aşırı uyarılması (hiperstimülasyon sendromu) durumu gelişir. Bu durumda embryo transferi yapmak klinik tabloyu daha da ağırlaştırabileceğinden embryolar dondurularak saklanır ve başka bir siklusta ortalama iki-üç ay sonra hastanın klinik durumu düzelince transfer yapılabilir.
Dondurulmuş embryoların kullanıldığı sikluslar öncesinde ilaç kullanımı, yumurtalık uyarılması ve yumurta toplanması işlemleri gerekmediğinden çifte daha az yük getirir. Dondurulmuş embryo sikluslarında hasta sadece rahmi hazırlayan östrojen içeren tabletler alır veya yapıştırma bantları uygular. Rahim içi zarı uygun kalınlığa ulaştığında embryolar çözülerek transfer edilir. Dondurulmuş embryoların kullanıldığı sikluslardan elde edilen gebeliklerden dünyaya gelen bebeklerde taze sikluslara kıyasla anomali riskinde artış gösterilmemiştir

25 Aralık 2013 Çarşamba

Tekrarlayan İmplantasyon Başarısızlıklarında Tedavi Yaklaşımları

Tekrarlayan IVF başarısızlıklarının ana nedenlerini 4 başlık altında toplayabiliriz.
Bunlar,
 1. Oosit gelişiminin yetersiz olması, 
2. Fertilizasyonun yetersiz olması veya olmaması, 
3.Transfere ait tekrarlayıcı sorunlar ve 
4.Tekrarlayan implantasyon başarısızlıkları (TİB) olarak sıralanabilir.
Bu olguların her biri ayrı ayrı değerlendirilerek, kanıta dayalı tıp verilerine göre bilgilendirilmeli ve tedavi seçenekleri ile yönetilmelidirler.
Tekrarlayan implantasyon başarısızlığı tanımı, ESHRE, PGD konsorsiyumunda da belirtildiği gibi 10’ dan fazla iyi kalitede embryo transferine rağmen implantasyonun olmaması olarak kabul edilmektedir. Ülkemizde uygulanmakta olan yönetmeliğe göre, iki siklüste iyi kalitede embryo transferi yapılmasına rağmen gebelik oluşmamış ise çift yeniden değerlendirilmelidir.
Tekrarlayan implantasyon başarısızlığı olan çiftlerde olası yönetim seçenekleri:
*Blastokist transferi,
*Asiste hatching,
*Co-culture,
* Preimplantasyon genetik tarama, 
*Histeroskopi, 
*Sildenafil,
*Tubal hastalık varsa salpenjektomi, doğal siklüste IVF, 
*Oosit donasyonu, 
*İntratubal embryo transferi, 
*Antifosfolipid antikor taraması ve tedavisi, 
*Allojenik lenfosit tedavisi,
* IV immunglobulin tedavisi olarak sayılabilir.
Blastokist transferi
Embryo beş ve altıncı günde blastokist evresinde olup;  iç hücre kütlesi, trofektoderm ve blastoselden oluşur. Blastokiste ulaşmada amaç en sağlıklı embryonun seçilmesidir. Uygun laboratuar koşullarında gerçekleşir. Trofektoderm hücrelerinin gelişmiş olması endometriuma implantasyon olasılığını artırmaktadır diye düşünülebilir. Fakat daha çok, iyi prognozlu olgularda genç ve fazla oositi olan olgularda uygulama eğilimi vardır. Bir başka deyişle blastokist transferi anormal kromozomal yapılı embryoların elenmesine yardımcı olabilir, embryonik genomik aktivite hakkında bilgi verir ama TIB olgularında sorunu çözmede etkinliği sınırlıdır.
Asiste hatching (AH)
İn vivo embryo gelişimi ile ilgili çalışmalar zona pellucidanın sertliği şeklinde nir bulguyu ortaya koymuştur. Ayrıca kültür medyası ve freezing de kullanılan metodlar implantasyonu etkilemektedir ve TİB in olası nedenlerindendir. Zonada çeşitli metodlar ile delik açılması pratikte uygulanabilen bir yöntemdir. Bu deliğin açılması ile embryonun transfer edilmesi arasında geçen süre embryonun zararlı olabilecek değişik etkenler ile karşılaşmasına sebep olan bir dönemdir. Bu prosedüre bağlı olarak monozigotik ikizlerin daha sık görülebileceği de bildirilmiştir.
Co-culture
Co-culture embryonun bulunduğu ortama insan veya diğer canlı hücrelerinin konulmasını ifade eder. Embryo gelişimini olumlu etkilediği öne sürülmüştür.Çoğunlukla otolog endometrial hücreler kullanılmıştır. Bu aşamada salınan parakrin moleküllerin implantasyonu arttırdığı öne sürülmüştür.
Preimplantasyon gentik tarama (PGT)
Düşüklerin nedenleri arasında kromozomal anomalilerin sıklığının %60 lar civarında olması sıkça bildirilmiştir. TİB olgularında da kadın yaşına bakmaksızın embryo aneuploidi oranlarının yüksek olduğu gösterilmiştir. Kontrol grubu ile karşılaştırldığı bir çalışmada TİB olgularında aneuploidi oranı % 54-57 iken kontrol grubunda %35 olarak bulunmuştur.
Bu nedenle PGT nin TİB olgularında kullanılabileceği düşünülmüştür, fakat son yıllardaki bulgular yararlılığı konusunda oldukça tartışmalıdır.
Histeroskopi
İnvaziv olarak uterin kavitenin değerlendirilmesidir. Buraya ait patolojilerin yani myom, polip, malformasyonların, adezyonların saptanabildiği ve düzeltilebildiği bir cerrahi yöntemdir. Patolojilerin saptandığı olgularda kullanımının dışında tekrarlayan IVF başarısızlığı olgularında sıkça kullanılmaktadır.  TİB olgularında histeroskopi ile yüksek oranda uterin patoloji saptandığı bildirilmiştir. Birden fazla çalışmada iki veya daha fazla implantasyon başarısızlığı olan olgularda, histeroskopi yapılmayan olgulara göre istatistiki anlamlı olarak yüksek gebelik oranları saptanmıştır. Bu nedenle hem ultrasonda patoloji saptanmayan olgulardaki yüksek patoloji görülme sıklığı, hem de gebelik oranlarındaki artış histeroskopinin kuvvetle önerilen bir yöntem olarak kullanılmaktadır.
Sildenafil
Erektil disfonksiyon için kullanılan bir ilaç olan sildenafilin uterin arterlerdeki kan akımını artırabileceği düşünülmüştür. Birçok çalışma TİB olgularında sildenafilin endometrial kalınlığı artırarak olumlu etki yapıp yapmadığına odaklanmıştır.
Sildenafili TİB olgularında yaygın olarak kullanımını önermek için endometrium ve çevre ortamda ne gibi etkiler yaptığının daha iyi ortaya konmasına gerek vardır.
Tubal hastalık nedeni ile salpenjektomi
Tubal patolojiler içinde implantasyona en fazla olumsuz etki yapan patoloji hidrosalpenkstir. Teorik olarak, hidrosalpenks embryo toksik etki yapabilir, endometrial değişikliklere sebep olarak implantasyonu olumsuz etkileyebilir. Tubadan kaviteye sıvı geri akışı, embryonun endometriumdan uzaklaşmasına sebep olabilir. İntegrin, sitokinler, LIF, lökotrienler gibi faktörleri etkileyerek olumsuz etki yapabilir. Cochrane çalışması 5 meta analizi incelemiş ve tubal hastalığın cerrahi tedavisi ile ilk IVF siklüsüne girecek olgularda klinik gebelik ve devam eden gebelik oranlarının anlamlı oranda arttığını rapor etmiştir.
Sonuç olarak, ultrason ile görülebilen hidrosalpenksi olan olgularda salpenjektomi önerilen bir yaklaşımdır. 

Fertilite Koruyucu Tedavi Seçenekleri



Genç yaşlarda ve özellikle ailesini tamamlamamış veya çocuk sahibi olmamış bir kadın veya erkeğin onkoloji tedavisi ile üreme hücreleri zarar görebilir ve daha sonra kendi hücreleri ile çocuk sahibi olma şansı kalmayabilir.
Onkoloji tedavilerindeki sağkalım başarısının artması ile, tedavi sonrası çocuk sahibi olma şansını ve bunun için seçenekleri kadın doğum uzmanının ve onkoloji uzmanının hastaları ile paylaşmaları gerekmekte ve bilgilendirmeleri gereken bir konu olarak onkoloji tedavi planını yaparken göz önünde bulundurulması gereken bir madde olarak yerini almaktadır.
Bunun için ; 
''Tedavinin fertiliteye etkisi nedir?
 Sağ kalım şansı nedir? 
Hangi kanser tedavisi yapılacak? 
Hasta yaşı uygun ise hangi hücre türünün saklanması yüksek şans getirebilir? 
Saklanan hücreler ile tedavi bittikten sonra nakil yapıldığında kanserin tekrarlama riski artıyor mu? ''
sorularının cevapları hasta, onkolog ve kadın doğum (üreme tıbbı uzmanı) ile birlikte kararlaştırılabilir.

İstanbul Florence Nighitngale Hastanenesi Tüp bebek bölümümüzde  Fertilitelerini korumak için bu Tüp bebek tedavi yöntemlerinden yararlanmaktadır. Kanserli hastalarımız kemoterapi tedavisinden hemen önce durumlarına göre Embriyo,Oosit veya over dokuları alınarak vitrifikasyon yöntemiyle donduruyoruz. Tedavi sonunda hastalarımızın durumuna göre de değerlendirme yapılıarak ne yapılacağına karar veriliyor.

17 Aralık 2013 Salı

Kısır Olan Erkeğin Değerlendirilmesi

Infertilite problemi kadın ve erkeği esit oranda etkiler. Infertilite çiftlerde %40 erkeğe baglı, %40 kadına baglı, %10 erkek ve kadın herikisinde, %10 bilinmeyen sebeplerden meydana gelir. Bu nedenle infertil çiftin her ikisi de problemi anlamalı ve kendi arasında tartısmalıdır. Erkek infertilitesi birçok sebebe baglıdır. Sperm üretim bozuklukları, sperm kanallarındaki tıkanıklıklar, sperme karsı antikor varlığı, testis travması, hormonal bozukluklar, anatomik problemler, varikosel, geçirilmiş hastalıklar, infeksiyonlar ve bazı ilaçlar infertiliteye yol açabilir. Sebep ne olursa olsun infertilitenin üstesinden gelmek kolay değildir. Birçok infertil erkek, kendisini eksik ve mutsuz hisseder. Bazıları erkekliğini kaybettiğini düsünür. Infertil çiftler bu problemlerin üstesinden gelmek için birbirlerine destek olmalıdır. Infertilite sebeplerinin %90’ının tedavi edilebildigi ve birçok tedavi seçeneğinin bulundugu unutulmamalıdır.
ERKEĞİN DEĞERLENDIRILMESI
Hastanın tıbbi özgeçmisi: Geçirilmis kabakulak, bazı ateşli hastalıklar, cerrahi girişimler veya travmalar, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar hastayı etkileyebilir. Ayrıca kimyasal maddelere maruz kalma, stres, ilaç ve alkol kullanımı, zararlı alışkanlıklar, cinsel ilişki zaman ve sıklığı, ailede bu tip problem varlığı da önemlidir. Fizik muayene: Ürolog, üreme organlarını muayene eder. Testislerin yerinde olup olmadığı, testislerin durumu, sperm kanalları, skrotum içinde genişlemis damarların olup olmadıgı (varikosel) araştırılır. Prostat muayenesi de yapılmalıdır. Ayrıca vücut yağ ve kıllarının dağılımına bakılır.
LABORATUAR TESTLERI
Semen (meni) analizi 48 saatlik cinsel perhizden sonra alınan taze semen makroskopik ve mikroskopik değerlendirmeye tabi tutulur. Sperm sayısı değiskenlik gösterebildigi için semen analizi en az 2 kez yapılmalıdır. Burada sperm sayısı, hareketliliği ve şekli değerlendirilir. Bu test tek başına infertilite durumunu göstermez, çünkü burada spermin tüm fonksiyonlarını görmek mümkün değildir. Fakat infertilitenin başlangıç değerlendirmesi için ilk yapılan kolay ve yararlı bir testtir.
TANI KOYDURUCU TESTLER
Semen analizinde herhangi bir anormallik varsa yapılır.
İdrar analizi
Idrarda beyaz kan hücrelerinin (lökosit) varlığı idrar yolu enfeksiyonunu veya prostat enfeksiyonunu gösterir. İdrarda önemli sayıda sperm bulunması idrar torbasına semen kaçtığına isaret eder.
Hormon analizi
Serum FSH, LH ve testosteron düzeylerine bakılır. Bunlar testis fonksiyonları hakkında bilgi verir.
Semende lökosit sayısı
Spesifik boya veya antikorlarla semendeki lökosit sayısı araştırılır. Bunların fazlalığı genital sistem enfeksiyonunu gösterir ve mutlaka tedavi edilmelidir, aksi halde spermlere zarar verir.
Anti sperm antikor testi
Bu test kadında veya erkekte sperme karsı antikor varlığını gösterir. Anti sperm antikorlar spermle reaksiyona girip onlara zarar verir ve hareketsiz kılar.
Ultrasonografi
Testislerin yapısı, damarlardaki genişlemeler (varikosel) ve sperm kanallarındaki darlıklar hakkında bilgi verir.
TESTIS BIYOPSISI
TESE + ICSI
Menide sperm hücresi yoksa mikroskop ile alınan testis biyopsisi materyelinden elde edilen olgun sperm hücresi  ICSI için kullanılır.
TESE
Azospermik infertil hastalara uygulanır. 
Azospermi: Semen analizinde (menide) hiç sperm görülmemesidir. Azospermik infertilite iki bölümde incelenir.
a) Obstrüktif Azospermi
Sperm yollarının tıkalı olmasından kaynaklanır.
b) Non-obstrüktif Azospermi
Testislerin dışarı (sperm kanallarına) verecek kadar sperm üretememesidir. Tedavi olarak TESE uygulanır. TESE uygulanacak hastanın eşi, Kadın-Doğum uzmanına yönlendirilerek oradan takibe alınması sağlanır. Kadının ovulasyon (yumurtlama) dönemine göre TESE uygulanacak erkek, genel anestezi ile uyutularak işleme başlanır. Testisin üzerindeki cilde 1-2 cm’lik kesi yapılarak testislere ulaşılır ve testisin damarsız kısmından testis açılır. Ardından mikroskopik olarak testis incelenir ve en dolgun beyaz renkte daha geniş tubuluslar (çıplak gözle görmek zordur ama mikroskopik olarak kolayca görülebilir) alınarak, daha ince ayarlı (daha hassas) mikroskopla, sperm olup olmadığı araştırılır. Eğer testiste tüm aramalara rağmen sperm bulunamasa, aynı işlem diğer testise de uygulanır.
Non obstrüktif azospermik olgularda çıplak gözle yapılan islemde testiste sperm bulma sansı %15-30 arasında iken, mikroskop altında yapılanda bu oran %40-50 arasındadır. Mikro tese de testisten gereksiz doku alınmadığından, ileride erkekte meydana gelebilecek bir takım sorunlar daha azaltılmaktadır.


kaynak:http://bulentbaysal.net/

16 Aralık 2013 Pazartesi

TÜP BEBEK TEDAVİSİ İÇİN KLİNİĞİMİZE İLK BAŞVURDUĞUNUZDA İLK DEĞERLENDİRMEDE NELER OLUYOR?


Tedavi yaklaşımı sizin yaşınıza, tanınıza, infertilite süresine ve daha önce uygulanan tedaviler de göz önüne alınarak size özel tedavi  planlanmaktadır.
Tedavi süresince size hangi aşama da ne yapılacağı,hangi tedavi protokolünün kullanılacağı,gebelik şansınız ve tedavi sonucunda neler olacağı tek tek anlatılacaktır.Her infertilite tipi için en gelişmiş tedavi protokolleri ve yardımcı yöntemler merkezimizde uygulanmaktadır.
Tedavi başında size hekimlerimiz hakkında bilgi verilir ve sizin tercih ettiğiniz hekimimiz tedavi sürecinin sonuna kadar sizinle birlikte olacaktır. Özellikle ilk görüşmeye geldiğiniz de elinizde olan tüm tetkik sonuçlarınızı yanınızda bulundurmanız önemlidir.Gerekirse konusunda uzman diğer takım arkadaşlarımız da bu sürecidestekleyecek ve her hastaya özel tedavi planlarını uygulayacaklardır.
İstanbul Florence Tüp bebek bölümümüzde hekimlerimiz kadar Embryoloji, laboraturımızda son teknolojiyle donanmış ve konusunun uzman hekim ve embriyologları çalışmaktadır. özellikle Embriyoların gelişim sürecinde sık sık sizlerle iletişim halinde olacaklardır.Hemşire ekibimizde tedavi başarınızı arttırmak üzere konusunda uzman ve deneyimli kişilerden oluşmaktadır. Birebir iletişimin önemli olduğu bu tedavi sürecinde sizlerin stres düzeyinizi azaltarak tedavi başarınızı arttırmaya katkıda bulunmaya çalışmaktayız.
Tedaviniz belirlendiğinde hemşirelerimiz size ilaçların kullanımı hakkında detaylı bilgi verecek, kendiniz yapabileceğinizi düşünüyorsanız kısa bir eğitim de verilecektir.
Tüm ekip olarak şunu biliyoruz; infertilite duygusal ve fizyolojik birçok konuyu içeren ve çiftlerde strese neden olan zor bir süreçtir.
Hedefimiz size mevcut imkanlar dahilinde yapılabilecek her türlü imkanı sunarak infertilite tedavinizi başarı ile sonuçlandırmaktadır. 

Siz de bizlerle tanışmak ve tedaviniz hakkında ilk görüşme yapmak için; 0212 375 64 90* numaralı telefondan randevu alabilirsiniz. Eğer bu blog üzerinden aradığınızı söylediğiniz de sizden ilk görüşmeden ücret alınmayacaktır.

İSTANBUL FLORENCE NİGHİTNGALE HASTANESİ TÜP BEBEK BÖLÜMÜNDE İLK GÖRÜŞME



İlk görüşmeniz kişisel durumunuz ve size gereken tedavinin seviyesine göre 45 dakika kadar kısa olabileceği gibi 2 saat kadar uzun da olabilir. İlk görüşmede doktorunuzla ve tüm ekiple tanıştırılıp tıbbi hikayeniz alınmaktadır. Görüşme de bütün sorularınız cevaplanmaya çalışılacak ve sizinle tedavi seçenekleri tartışılacaktır. Bunların sonucunda sizden kan testleri, ultrason ve sperm testi gibi bazı testler isteyebilmekteyiz.
Lütfen ilk görüşmeye geldiğinizde tüm medikal dosyalarınızı, özellikle daha önce fertilite tedavisi gördüyseniz bu tedaviye ait tüm raporlarınızı getiriniz.
İlk görüşmede, doktorunuz tarafından tıbbi öz geçmişiniz ve daha önce uygulanan fertilite tedavileri gözden geçirilecektir. Bu ilk bilgilerin ışığında, doktorunuz bir ön tanı düşünerek, infertilite araştırması esnasında hangi testlerin yapılacağını karar verecektir. Tanı kesinleştikten sonra, doktorunuz sizin özel durumunuza uygun bir tedavi planı belirleyecektir.
İlk  görüşme de benimle yani tüp bebek koordinatörüyle tanışıp ve  tedavinizin finansal boyutu hakkında bilgi sahibi olmanız mümkün olacaktır.Ben sizi tedavinize özel kullanacağınız ilaçların bütçesi ve tedavinin maliyeti hakkında ayrıntılı olarak bilgilendireceğim.
Tedavi süreci genellikle adetinizin 2-3. günü başlayacağı için adetinizden önce kliniği tanımak ve tedavi süreci hakkında bilgi edinmeksizin  rahatlatacaktır.

0212 375 64 90  bizim bölümümüzün direkt hattı olup buradan arayarak veya ertugrul.esra@gmail.com e-mail atarak, bizden ücretsiz danışmanlık randevusu alabilirsiniz.

Fertilite ve Sigara

Eğer sigara kullanıyorsanız, tüm yaşantınız ve üreme sağlığınız için bırakmanızı öneririz.
Sigara içmenin genel sağlık ( kalp, akciğer ve kan damarları ) üzerine olan zararları bilinmektedir. Sigara içmenin fertilite üzerine de oldukça zararlı etkilerinin olduğu neredeyse yapılan tüm bilimsel çalışmalarda görülmektedir. Sigara içimi gebe kalma potansiyelini ve gebeliği negatif etkilemektedir. Yaş ilerledikçe bu olumsuz etkiler daha da artmaktadır. Sigara içenlerde içmeyenlere oranla infertilite daha yaygın olarak görülmekte, gebe kalma daha uzun bir zamanda gerçekleşmektedir. Ayrıca gebelik sırasında sigara kullanımı, erken doğum, gelişim geriliği ve diğer komplikasyonların görülme riskini de arttırmaktadır.
Çiftlerden herhangi birinde görülen aktif içiciliğin negatif etkileri yanında, pasif içiciliğinde en az diğeri kadar zararlı etkileri vardır. Araştırmalarda sigara içmenin yumurtalıklar üzerine zararlı etkileri olduğu, zararın derecesinin ise miktara ve sigara içme süresine bağlı olduğu gösterilmiştir. Sigara içimi yumurta sayısını, üreme fonksiyonlarını azaltmakta, menopoza daha erken girilmesine de neden olmaktadır.

Sigaranın içeriğinde bulunan maddeler yumurtalıkta bulunan hücrelerin östrojen üretimine zarar vermekte ve yumurtada genetik anomalilerin görülmesine sebebiyet verebilmektedir. Gebe iken sigara içen kadınlarda düşük doğum ağırlıklı bebek ve prematürite daha sık görülmektedir.
Sigara içmenin yardımcı üreme teknikleri sonuçları üzerine de olumsuz etkileri vardır. Yapılan değerlendirmelere göre sigara içen kadınların içmeyenlere kıyasla ovulasyon indüksiyonu için daha yüksek doz gonadotropin kullandırıldıkları, bu hastalarda siklus iptallerinin daha fazla görüldüğü, implantasyon ve fertilizasyon oranlarının düşük olduğu görülmüştür. Ayrıca elde edilen gebeliğinde düşük ile sonlanma oranları artmıştır.
Sigara içmenin erkekler üzerine de etkileri vardır. Sigara içen erkeklerde sperm sayısı düşmekte, hareket azalmakta, sperm şekil ve fonksiyon bozuklukları artmaktadır. Bunun gibi olumsuz etkiler sı-onucunda da infertilite risk faktörü artmaktadır.
Üremeye yardımcı tedavi görenlerde sigara bırakma yöntemi ile ilgili olarak yapılan bir çalışmada görülmüştür ki, IVF tedavisinden en az 2 ay önce sigarayı bırakma gebelik şansını arttırmaktadır.
Özet olarak mevcut olan bilimsel veriler sigara içmenin infertilite ile kuvvetli bir ilişkisinin olduğunu göstermektedir. Daha önce düşük ile sonlanmış gebeliği bulunan ya da infertilite geçmişi bulunan çiftlerde sigara kullanımı çiftlerin her ikisi tarafından bırakılmalıdır. Böylece doğal fertilite ve infertilite tedavisi sonucunda başarı şansı artacaktır.

13 Aralık 2013 Cuma

POLİKİSTİK OVER SENDROMU


Reprodüktif çağdaki kadınların %20 sinde overler ultrasonda POLİKİSTİK  görünümündedir. Eğer adet düzensiziliği, tüylenme gibi problemler yoksa bu durumda sendrom söz konusu değildir.  Yumurta rezervi yüksek bir genç kadın olduğunu gösterir, herhangi bir tedavi gerektirmez. Eğer adet düzensizliği ilaçsız adet görememe ve tüylenme gibi problemler varsa o zaman polikistik over sendromlu bir genç kadınla karşı karşıyayız demektir. Tanı koymada hala tartışmalar devam etmektedir.
Üreme çağındaki kadınların yaklaşık 5- 10 % u klinik ve biokimyasal olarak anovulasyon ve hiperandrojenizm özelliklerine sahiptir
PKOS tanımı ile ilgili süreç ilgi çekicidir.
National Institute of Health (1990)
1-Kronik anovulasyon
2-Hiperandrojenizm (klinik ve biokimyasal) kombinasyonudur

Diğer endokrinopatiler olmamalıdır. Bu durumda PKOS tanısı konabilir diye belirtmiştir. Daha sonra sırasıyla,
European view (Balen,1999)
USG bulgusuna ek olarak aşağıdakilerden bir veya birkaçı:
1. Oligo/amenorrhea var ve progesterone çekilme kanaması var,
2. Hirsutismus/akne,
3. Obesite,
4. Artmış LH/FSH oranı >2, veya
5. Artmış androjen seviyeleri.

Japanese view (Kondoh et al, 1999)
1. Hirsutismusla beraber veya sadece Amenore veya oligomenore
2.  LH/FSH ratio >1.
3. USG de bilateral multiple kistler+over boyutu normal veya büyük olabilir
Rotterdam PCOS consensus workshop group 2003 te ise aşağıdaki kriterler olursa PKOS tanısı konabilir diye görüş belirtmiştir.
The revised Guidelines are published in the January issue of Fertility & Sterility J, 2004
Roterdam kriterleri
3 bulgudan ikisi olmalı
1-OLIGO ve/veyaANOVULASYON (yumurtlama düzensizliği)
2-HİPERANDROJENIZM (erkeklik hormonu artmış veya tüylenme artmış)
3- POLİKİSTİK OVERLER (ultrasonda görüntü )  ve benzer semptomları olan diğer hastalıklar ekarte edilmelidir.

Ultrason bulgusu: Bir overde 12 veya daha fazla 2-9 mm kistler ve/veya 10 ml veya daha fazla volüm.
**Sadece bir overde bu kriterlerin görülmesi tanı için yeterli.
PKOS ta PKO görülme oranı yaklaşık %80 Foliküllerin dağılımı ve stromanın artmış ekojenitesi olması zorunlu bulgulardan değil
Hastalarda klinik özellik olarak
Hirsutizm                      %30-80
Akne                             %15-20
Androjenik alopesi         %5-10
Obesite (kg/m2)              %20-60
Anovulasyon                  %80-90
Oligo/amenore               %50-70
Sıklıkla karşımıza çıkmaktadır.

Hiperandrojenizm veya Hirsutizm ayırıcı tanısı yapılmalıdır. Nedenleri aşağıda görülmektedir.
PKOS                                         %80-90
Non klasik adrenal hiperplazi      %1-10
HAIRAN sendrom                        %2-4
İlaçlara bağlı                                 %1
Androjen salgılayan tm                 %0.1
İdiopatik hirsutizm                         %5-15

Ortaya çıkışında rol oynayan Üç majör hipotez vardır:
Insulin rezistansı
Hiperandrojenizm& (Gonadotropinlerde değişiklikler)
Genetik
Uzun dönem riskleri
Tip II DM riskinin normal popülasyona göre 3-7 defa daha fazla olduğu kabul edilmekte. (Özellikle anovulatuar olanlarda ovulatuar olanlara göre daha fazla)

Buna karşın,
Kardiovasküler hastalık, endometrial kanser ve ölüm riski açısından net bir bilgi ortaya konamamıştır.

1- PCOS lu olgular eğer obez ise açlık kan şekeri bakılması ve glikozüri taraması için idrar testi gereklidir. Kilo vermeleri sorunların azaltılmasında çok işe yarar bunun için insüline karşı hassasiyeti artıran bazı ilaçlar kullanılabilmektedir.

2- Gebelik öncesi PCOS tanısı almış olgular ovulasyon indüksiyonu ile gebe kalmışlarsa gestasyonel diabet açısından erken gebelikte taramaları yapılmalıdır


3-Genç PCOS lu olgular uzun dönem sağlık riskleri açısından uyarılmalıdırlar.

4-Yumurtlama düzensizliği veya tüp bebek, mikroenjeksiyon tedavisi açısından takipleri tecrübeli uzmanlarca yapılmalıdır. Ovaryen hiperstimülasyon sendromu gibi hayati risk taşıyan sorunlar tedavinin yan etkisi olarak ortaya çıkabilir.

FERTİLİZASYON



20 ARALIK DA İSTANBUL FLORENCE NİGHİTNGALE HASTANESİ İKİNCİ TÜP BEBEK TOPLANTISINA GELMEK İSTER MİSİNİZ?



Geçen ay ilkini yaptığımız Tüp bebek Anne Destek toplantısının ikincisi  20 Aralık da olacak. 20 aralık da saat 11:00-12:30 arasında olacak toplantımıza Tüp bebek tedavisi olmuş, negatif denemeleri olan ve tüp bebek ile bebek sahibi olan tüm anne ve anne adaylarını bekliyoruz.
Bu toplantı yapmaktaki amaç, anne ve anne adaylarının birbiriyle dertleşmesi, isterlerse de ücretsiz tıbbi danışmanlık almaları.

Bazen sürekli medikal tedavi sürecindeyken, tedavi gördüğünüz mekanı ve çalışanları sosyal ortam da görmek, dertleşmek, mutlulukları ve üzüntüleri paylaşmak çok rahatlatıcı olabilir.Birbirimizden biz çalışanlar olarak da çok şey öğrenebiliyoruz.



Ben geçen toplantıya kadar, tüp bebek tedavi süreci sonrasında düşük olacaksa hiç gebelik olmasın diye düşünürdüm. Fakat geçen toplantımıza katılan ve 4. denemesinde gebe kalıp, 14 haftalık bebeğini kaybetmiş konuğumuz o 14 hafta boyunca yaşadıklarını iyi ki yaşadığını söyledi. Evet sonunda üzülmüş ama hamile olmayı hissetmiş. Bu duyguya değerdi, dedi. o nedenel o günden sonra hastalarımıza bu sözü artık söylemiyorum.
Bu toplantılar -bence- bizim için de farkındalık yaratıyor.
Sizde bizle deneyiminizi paylaşmak, bu tedavi sürecinde yaşadıklarınızı konuşmak , tedavi hakkında, tüp bebek hakkında gelişmeleri öğrenmek isterseniz sizleri bekliyoruz!!

İSTANBUL FLORENCE NİGHTİNGALE HASTANESİ TÜP BEBEK BÖLÜMÜNDE İLKİNİ GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZ ANNE DESTEK TOPLANTISI

Ben biliyorsunuzdur, ayrıca İstanbul Florence Nightingale Hastanesi Tüp bebek Bölümünde koordinatör olarak çalışıyorum.
Burada çalışırken anne ve anne adayları için yurtdışında olduğu gibi destek gruplar oluşturalım, her ay birlikte toplanım konuşalım fikriyle duyurularımızı yaptık.

İlk toplantımız gayet iyi geçtiğini umuyoruz. Beraber çalıştığımız ekibimiz tek tek toplantıya katıldı. Toplantıya katılan anne adayları bizleri sosyal ortamımızda da tanıma fırsatı doğdu. Bu bence biraz daha güven duygusunu arttırırken, negatif sonuçlar almış hastaların tekrar tedaviye başlamadan önce biraz içlerini döktükleri, kendileriyle aynı kaderi yaşayan anne adayları veya annelerle birlikte olma fırsatı veriyor. Bunun dışında tedavi sürecinde doktoruna bu kadar detaylı belki sorularını soramazken , bu toplantılarda sohbet sırasında her şeyi sorup, konuşabiliyor.

Bu toplantıları her ay yapmayı planlıyoruz. Aralık ayında da olacak. Sizde tüp bebek ya da aşılama tedavisi olmanız gerekiyorsa, ya da olumsuz sonuçlar almışsanız ya da tüp bebekle bebek sahibi olmuşsanız sizleri de aramızda görmekten büyük mutluluk duyarız.
Katılımcı olup, diğer annelerle iletişim kurar arkadaş bile olabilirsiniz. Birbirinize duygusal yönden destek verip, sürecinizi daha kolay yaşayabilirsiniz.

Katılmak veya detaylı bilgi almka isterseniz ertugrul.esra@gmail.com